Araç Mahrumiyet Bedeli – 2025

Araç Mahrumiyet Bedeli Nedir?

Araç mahrumiyet bedeli, motorlu bir aracın hasar görmesi durumunda, aracın kullanım olanağından yoksun kalınması sebebiyle ortaya çıkmaktadır.

Araç mahrumiyet bedeli, aracın makul tamir süresince, zarar gören tarafından günlük ihtiyaçlarını karşılamak üzere

  • emsal bir başka araç kiralaması,
  • toplu taşıma aracı ya da ticari araç kullanması,
  • ya da aracın pert olması halinde aynı özellikte yeni bir araç satın alınması için yeterli sürede hükmedilecek bir meblağdır.

Nitekim, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi de bir kararında “araç mahrumiyet bedeli”ni aşağıdaki gibi tanımlamıştır:

  • “…Dava, trafik kazasından kaynaklanan araç hasar bedeli ve araç mahrumiyet zararının tahsili isteminden ibarettir. Davacı, aracın hasarının giderilmesi için gerekli sürede araç mahrumiyeti zararının (araç mahrumiyet bedeli) veya ulaşım giderinin ya da aracın pert olması halinde aynı özellikte yeni bir araç satın alınması için yeterli sürede araç mahrumiyeti zararının (araç mahrumiyet bedeli) tazminini de davalıdan talep edebilir. Davacı, aracın kaza yaptığı tarih ile ödeme tarihi arasında oluşan ticari kaybını da mahkemeden talep etmiş, mahkemece araca pert işlemi uygulanması nedeniyle böyle bir kayıptan bahsedilemeyeceği gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir. Oysa mahkemece bilirkişiden aynı özellikte yeni bir araç satın alınması için yeterli süre belirlendikten sonra bu dönemdeki araç mahrumiyet zararının tespiti yönünde ek rapor aldırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir…” Yargıtay Kararı – 17. HD., E. 2013/4275 K. 2013/13568 T. 8.10.2013

Araç mahrumiyet bedeli bakımından, araç sahibi, aracın onarım masraflarının ve onarım süresi içinde ikame için yaptığı harcamaların tazminini haksız fiil sorumlularına karşı ileri sürebilir.

Araç mahrumiyet bedeli açısından uygulamada araç sahibinin onarım süresince ikame araç için gerçekte harcamada bulunup bulunmadığı araştırma konusu yapılmamaktadır. Dolayısıyla zarar gören hasara uğrayan araç yerine bir başka araç kiralamış olmasa da zarara uğradığı kabul edilmektedir.

Zarar gören, kullanımından yararlanmadığı aracın yerine ona benzer özelliklerde bir araç bulamamış ve haksız fiilden önce elde etmekte olduğu ekonomik nitelikteki bir yarardan yoksun kalmışsa, yoksunluğun malvarlığında yol açtığı eksilmelerin kendisi açısından maddi zarar oluşturduğunu da ileri sürebilir.

Yargıtay’a göre; bir şeyin kısmen hasar görmesi halinde, kullanılmamasından doğacak zararlar sorumlu kişilerden talep edilebilmektedir.

Bir motorlu araç kazaya bağlı olarak zarar görmüş ise aracın kullanılış amacına göre araç mahrumiyet bedeli belirlenmelidir.

Bu nedenle uygulamada, bilirkişilerce veya bilirkişi heyeti tarafından, aracın tamir edileceği gün itibariyle araç mahrumiyet bedeli hesaplanmaktadır.

Dolayısıyla, onarım süresince, salt aracın kullanılmaması bir zarar olarak kabul edilmekte ve de araç kullanmama süresine ilişkin zarar hesabı yapılıp hüküm altına alınmaktadır.

Araç Mahrumiyet Bedeli Nasıl Hesaplanır?

Bir motorlu araç bir kazaya bağlı olarak zarar görmüş ise aracın kullanılış amacına göre araçtan mahrumiyet zararı belirlenmelidir.

Araç tamir edilmiş ise tamir süresince araç mahrumiyet bedeli, aracın pert olduğunun kabul edilmesi durumunda ise kaza tarihinden yeni bir araç satın alınmasına kadar geçecek makul süre için araç mahrumiyet bedeli hesaplanmalıdır.

Mahkemece, öncelikle uzman bilirkişi marifetiyle araçta meydana gelen hasarın normal şartlarda kaç günde giderilebileceği tespit edilmeli ve tespit edilen süreyle bağlı kalınarak araç mahrumiyet bedeli belirlenmelidir.

Gerçek zararın tazmini ilkesi gereği, zarar görenin aracına eş değer bir aracın kiralanması için gerekli olan bedelden, araç sahibinin kendi aracı için kullanmaması nedeniyle yapmaktan kurtulduğu masraflar düşülerek araç mahrumiyet bedeli zarar miktarı belirlenmelidir.

Dolayısıyla belirlenen araç mahrumiyet süresince, emsal nitelikteki bir aracın kiralama ücretinin miktarından, zarar gören davası tarafından kaza olmasaydı dahi yapılması gereken yakıt vs. gibi zorunlu giderler indirildikten sonra araç mahrumiyet bedeli belirlenmelidir.

Araç değer kaybına ilişkin hukuki değerlendirmelerimizin olduğu yazımıza https://omercanalkan.av.tr/arac-deger-kaybi-2025/ bağlantısından erişebilirsiniz!

Araç Mahrumiyet Bedelinde, Araçtan Mahrum Kalma Zarar Süresi Nasıl Hesaplanmalıdır?

Trafik kazalarında araç mahrumiyeti nedeniyle zarar belirlenirken aracın hasar durumunda göre onarımı için gereken makul sürenin belirlenmesi ve belirlenen bu süre üzerinden zarar hesabının yapılması gerekir.

Araç tamamen hasarlanmış ise kullanımdan mahrum kalmanın oluşturduğu maddi zarar, ikame edilecek bir aracın edinilmesi için gerekli olan süre göz önüne alınarak belirlenir.

Dolayısıyla aracın onarımı mümkünse makul onarım süresi, onarımı mümkün değil ise yenisinin alınabilmesi için gerekli olan makul sürenin göz önünde bulundurularak zarar hesabı yapılmalıdır.

Bu makul sürenin hesaplanması için de bilirkişi görüşüne başvurulmalıdır.

Bilirkişi taraıfndan da onarım veya ikame edilecek aracın edinilmesi için gerekli olan makul süre göz önünde bulundurularak zarar belirlenmelidir.

Yoksa zarar görenden kaynaklanan sebeplerle ikame edilecek aracın geç edinilmesi, aracın geç onarıma verilmesi, servis yoğunluğu nedeniyle onarımda geçen süre, aracın kiralayan geç teslim edilmesi vb. hususlar zarar verene yüklenemez.

Araç Mahrumiyet Bedeli, Trafik ve Sigorta hukukuna ilişkin bir uyuşmazlık olup, hak kaybı yaşamamınız adına mutlaka uzman bir Avukatın görüşünün alınması önemlidir!

Araç Mahrumiyet Bedeli ve Sigorta

Aracın -ticari faaliyette kullanılmıyor olsa dahi- onarımı sırasında şahsi aracın kullanıcısı araç yoksunluğu nedeniyle araç mahrumiyet bedeli talep edebilmektedir.

Ancak, bu zararlardan sigortacı sorumlu değildir. Buna karşılılık bazı sigorta poliçelerinde bu zarara ilişkin kloz bulunmaktadır. Bu durumda bu zarar sigortacıdan talep edilebilir.

Buna karşılık bu zarardan, ayrıca bir kloz bulundurmamışsa, sigortacı sorumlu değildir.

Aracın kullanılmadığı süre boyunca ortaya çıkan kazanç kayıpları zararı sigorta kapsamında değerlendirilmemektedir. Bu durumda kazanç kaybı ZMSS teminatı kapsamında değerlendirilmediği için bu zarardan sigorta şirketi sorumlu tutulamayacaktır.

01.06.2015 tarihli Genel Şartların A. 6 maddesi gereğince kazanç kaybı zararları ZMSS teminatı kapsamı dışındadır.

Araç Mahrumiyet Bedeli Mahkeme Kararları

Araç Mahrumiyet Bedeli Yargıtay Kararları


  • Araç Mahrumiyet Bedeli
  • “…Araç mahrumiyeti zararı, aracın makul tamir süresince davacı tarafından günlük ihtiyaçlarını karşılamak üzere emsal bir başka araç kiralaması toplu taşıma aracı ya da ticari araç kullanması vs.halinde hükmedilecek bir meblağdır…” Yargıtay Kararı – 17. HD., E. 2015/4727 K. 2015/12790 T. 26.11.2015 

  • Araç Mahrumiyet Bedeli
  • “…1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön ve usulsüzlük bulunmamasına göre; davalılar vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Dava, trafik kazası nedeniyle araçta meydana gelen değer kaybının ve araç mahrumiyet bedelinin tazmini istemine ilişkindir. Somut olayda hükme esas alınan 05.10.2015 tarihli bilirkişi raporu ve 20.11.2015 tarihli ek raporda, aracın yaşı, değeri, pazar durumu, hasarın kapsamı dikkate alınarak ve katsayılar uygulanarak araçta oluşan değer kaybının 12.450,00 TL olduğu kabul edilmiştir. Ne var ki bilirkişi raporunda uygulanan yöntem Dairemizin yerleşik uygulamalarına uygun değildir. Araçta meydana gelen değer kaybının; aracın serbest piyasa koşullarına göre kaza tarihi itibariyle hasarsız haldeki ikinci el rayiç değeri ile aracın yaşı, özellikleri, hasar miktarı ve hasarlı kısımların özelliği dikkate alınarak kazadan sonraki hasarlı halinin rayiç değeri tespit edilip bu iki miktar arasındaki azalmaya (farka) göre hesaplanması gerekir.Bu durumda mahkemece, konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişi heyetinden yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, önceki bilirkişi raporunun da irdelendiği, ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli şekilde araçtaki değer kaybının tespiti hususunda yeniden bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. 3-Davacı vekilince 11 gün olarak araç mahrumiyet bedeli talep edilmiş, mahkemece, bilirkişi raporu esas alınarak aracın 20 günde tamir edileceği gerekçesi ile günlük 50,00 TL. den toplam 1.000,00 TL araç mahrumiyet bedelinin tahsiline karar verilmiştri. Talep aşılmak suretiyle araç mahrumiyet bedelinin belirlenmesi de isabetli bulunmamıştır. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 24.04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi…” Yargıtay Kararı – 17. HD., E. 2016/10065 K. 2017/4452 T. 24.04.2017 

  • Araç Mahrumiyet Bedeli
  • “…2.Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.Burdur Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/11 Değişik İş sayılı tespit dosyasında davacıya ait araçta 800,00 TL araç mahrumiyeti bedeliyle birlikte toplam 14.960,00 TL hasar tutarı olduğu tespit edilmiştir. 11.05.2012 günlü ekspertiz raporunda ise davacıya ait araçtaki hasar bedelinin toplam 10.224,32 TL olduğu saptanmıştır. Yargılama sırasında düzenlenen üç kişilik heyet bilirkişi raporunda ise 300,00 TL araç mahrumiyeti bedeli ile birlikte toplam zararın 4.600,00 TL olduğu saptanmıştır. Delil tespiti dosyasındaki bilirkişi raporu, ekspertiz raporu ve üç kişilik bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen bilirkişi raporları arasında hasar tutarı ve araç mahrumiyeti bedeli yönünden açık bir çelişki bulunmaktadır. Raporlar arasındaki çelişki giderilmeden hüküm kurulamaz.Bu durumda mahkemece İstanbul Teknik Üniversitesi Trafik Kürsüsü veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti gibi kurumlardan seçilecek konusunda uzman bilirkişi kurulundan dava dosyası kapsamı, kaza tespit tutanağı, tespit bilirkişi raporu, fotoğraflar, önceki bilirkişi kurulu raporu, ekspertiz raporu ve diğer deliller incelenerek aracın yaşı, modeli gibi özelliklerde dikkate alınarak meydana gelen hasar miktarına göre aracın pertinin mi, onarımının mı uygun ve ekonomik olduğu, onarımı uygunsa ayrıntılı şekilde hasar kalemleri ve bedeli, perti uygunsa aracın olay tarihindeki 2.el piyasa rayiç değeri ile sovtaj değerinin tesbiti ve sovtaj değerinin mahsubu ile bakiye zararın ve tazminat miktarının tespiti ile aracın onarımı mümkünse kaç günde tamir edileceği, buna göre araç mahrumiyeti bedeli, onarımı mümkün değilse aynı özellikte ikinci el araç almak için belirlenecek makul sürenin saptanması ve bu süreye göre araç mahrumiyeti bedelinin belirlenmesi hususlarında ayrıntılı, açıklamalı, denetime elverişli ve çelişkileri giderici nitelikte bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı olduğu için hüküm kurulması doğru değildir.SONUÇ: Yukarıda(1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 17.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi…” Yargıtay Kararı – 17. HD., E. 2014/4479 K. 2014/3699 T. 17.03.2014 

  • Araç Mahrumiyet Bedeli
  • “…Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminatın tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.Mahkemece yalnızca araç hasarından kaynaklanan ve davalı aracın trafik sigortası tarafından ödenmeyen hasar bedeli olan 428,69 TL yönünden itirazın iptaline karar verilmiştir. Ancak davacı tarafın trafik kazası sonucu araçla ilgili zarara ilişkin talep miktarı olan ve davacı vekilinin yargılama sırasındaki beyanlarında bildirdiği 5.422,82 TL’nin içinde 4.102,48 TL hasar bedeli ile 1.320,00 TL araç mahrumiyet bedelinin de olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre araç kullanamama süresine ilişkin zarar da takip konusu alacak içinde bulunmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı aracının 12 iş gününde yapılacağı ve günlük araç mahrumiyeti bedelinin 60,00 TL olacağı belirtilmiştir. Bu durumda talep miktarının içinde araç mahrumiyet bedeli olarak 1.320,00 TL alacağında bulunduğu ve araç mahrumiyet bedeli olarak bilirkişi raporunda belirtilen 720,00 TL yönünden de itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 27.5.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi…” Yargıtay Kararı – 17. HD., E. 2013/6797 K. 2013/7824 T. 27.5.2013 

  • Araç Mahrumiyet Bedeli
  • “…Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.Davacı vekili, meydana gelen kazada davacıya ait aracın hasarlandığını, aracın onarım süresince aracından mahrum kaldığını açıklayıp diğer taleplerinin yanında araç mahrumiyet bedelinin de tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Kural olarak haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında gerçek zarar ilkesi geçerlidir. Zarar gören ancak haksız fiil sebebiyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlularından isteyebilir. Olay tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50’nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacı tarafından araç kiraladığına dair belge veya ödeme belgeleri sunulmasa da hakim zararı belirleyebilir. Bu durumda mahkemece, davacı aracında oluşan hasarın niteliğine göre makul tamir süresinin belirlenmesi, ihtiyaçları için aracı kullanamamaktan doğan ve bu süre içinde davacının (ikame araç) ödemesi gereken bedelin ne olacağı konularında alınan bilirkişi raporuna göre davacının araç mahrumiyet bedeli talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davacının bu talebini objektif kriter ve delillerle ispatlayamadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü’nün kanun yararına temyiz itirazlarının reddine, (2) nota bentte açıklanan nedenlerle Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü’nün kanun yararına temyiz itirazlarının, kabulüyle 6100 sayılı HMK’nın 363. maddesi uyarınca hükmün, hukuki sonuçlarına etkili olmamak kaydı ile KANUN YARARINA BOZULMASINA, bozma kararının bîr örneğinin Resmî. Gazete’de yayınlanmak üzere Adalet Bakanlığına gönderilmesine 29/09/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi…” Yargıtay Kararı – 4. HD., E. 2021/26777 K. 2022/11236 T. 29.9.2022 

  • Araç Mahrumiyet Bedeli
  • “…Dava konusu araç, dava dışı 3. kişilerce …. Noterliğince düzenlenmiş sahte vekaletnameye dayanılarak …. Noterliği’nin 16/07/2008 tarihli ve 16815 yevmiye nolu satış sözleşmesiyle dava dışı kişiye satılmış, Denizli 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2008/439 esas sayılı dosyasında verilen ara karar gereği 12/05/2009 tarihinde ise davacı vekili Av….’e teslim edilmiştir. Bu durumda, davacı 16/07/2008 tarihinde elinden çıkan aracını ancak 12.05.2009 tarihinde teslim alabilmiştir.Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise, davacının aracını teslim aldığı 12/05/2009 tarihinden sonrası için araç mahrumiyet bedeli isteyemeyeceği gözetilmeden, dava konusu araç için üç yıllık araç mahrumiyet bedeli olarak 43.200 TL hesap edilmiş olup, mahkemece bu rapor hükme esas alınarak karar verilmiştir.O halde mahkemece, davacının araç mahrumiyet bedeli olarak 16/07/2008 ile 12/05/2009 tarihleri arası için talepte bulunabileceği; ayrıca zararın, mahrum kalınan kira bedeli yönünden tazmini yoluna gidildiğinden artık aracın değer kaybı bedeline de hükmedilemeyeceği gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir…” Yargıtay Kararı – 3. HD., E. 2021/6026 K. 2021/10529 T. 21.10.2021 

  • Araç Mahrumiyet Bedeli
  • “…Somut olayda; mahkemece hüküm kurulurken kısa kararda” davanın kısmen kabulü ile 43.200,00 TL araç mahrumiyet bedelinin 16/07/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, Manevi tazminat isteminin reddine,” karar verilmiş,gerekçeli kararın hüküm kısmında ise “Davanın kısmen kabulü ile 43.200,00 TL araç mahrumiyet bedelinin 16/07/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine” karar verilmiş; akabinde verilen karar gerekçesinde ise;” mahkememizce araç mahrumiyet bedeli ve değer kaybına ilişkin yaptırılan bilirkişi incelemesi kapsamında sunulan ek rapor içeriğinde, 3 yıllık araç mahrumiyet bedelinin 43.420 TL olarak hesaplandığı, değer kaybının ise 3.538 TL olarak hesaplandığı, ek raporun hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmış ve rapor doğrultusunda maddi tazminat isteminin kabulüne karar verilmiş ve sahte kimlik ile düzenlenen vekaletle yapılan araç satışı suretiylegerçekleşen eylem davacının bedensel bütünlüğüne yada kişilik haklarına saldırı niteliği taşımadığından, TBK un 56 ve 58 inci maddeleri uyarınca davacı yararına manevi tazminat koşulları gerçekleşmediği sonuç ve kanaatine varılmakla manevi tazminat isteminin reddine karar vermek gerekmiştir” denmiştir.Bu haliyle hükmün yukarıda açıklanan kısa kararla gerekçeli kararın birbirine uygun olması gerektiğine ilişkin ilke ve yasa hükümlerine aykırı olduğu gibi kısa karar ile gerekçe arasında çelişki yaratılmış olduğu açıkça anlaşılmaktadır.Mahkemece, yukarıda açıklandığı üzere ve 10.4.1992 tarih ve 1991/7 Esas 1992/4 sayılı İçtihadi Birleştirme Kararında da benimsendiği gibi kısa karar ile bağlı kalınmadan, ancak kısa karar ile gerekçeli karar arasındaki çelişki giderilecek ve infazda tereddüt yaratmayacak şekilde, yeniden bir karar verilmesi için çelişkili olarak kurulan hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir..2-) Bozma nedenine göre, tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince taraflar yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK’nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,15.01.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi…” Yargıtay Kararı – 3. HD., E. 2019/4061 K. 2020/167 T. 15.1.2020 

Araç Mahrumiyet Bedeli Bölge Adliye Mahkemesi Kararları


  • Araç Mahrumiyet Bedeli
  • “…6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi uyarınca ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak dosya içindeki bilgi ve belgeler, Mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonucunda;Davacı vekili, 11/01/2020 tarihinde davalı …’e ait olup davalı sigorta şirketine zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı … plakalı aracın, dava dışı sürücünün idaresindeki davacı şirkete ait … plakalı araca çarpması sonucunda trafik kazası meydana geldiğini belirterek araç hasarı ve araç mahrumiyet bedeli taleplerinde bulunmuş, mahkemece 23/10/2021 tarihli bilirkişi heyeti raporundaki tespit ve hesaplamalar esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, 11/01/2020 tarihinde kaza tespit tutanağına göre dava dışı sürücü … idaresindeki … plakalı araca, siteden çıkan davalı adına kayıtlı … plakalı aracın sağ yan ön ve tekerlek kısımlarına çarptığı ve olay mahallini terk ettiğinin belirtildiği, mahkemece yargılama sırasında makine mühendisi ve trafik uzmanı bilirkişi heyetinden alınan 23/10/2021 tarihli raporda kusur durumuna ilişkin olarak davalı sürücünün olay mahalli ana yola çıkış yapmadan önce solundan gelen araç trafiğinin yeteri kadar boşalmasını bekleyerek geçeceği yoldaki şeridin boş olduğunu gördükten sonra bulunduğu site içinden çıkış yapması gerekirken, kazanın oluş şekli ve çarpışma noktaları göz önüne alındığında geçiş hakkı kurallarına aykırı davranışı nedeniyle kazanın meydana gelmesinde % 100 oranında kusurlu olduğu, davacıya ait aracının sürücüsünün ise kusursuz olduğunun belirtildiği, bilirkişi raporundaki kusur durumuna ilişkin belirlemenin kaza tespit tutanağı, toplanan deliller ve kazanın meydana geliş şekline uygun olduğu hükme esas alınmasında isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır.Öte yandan hasar dosyası, ekspertiz raporları, hasar gören araca ait fotoğraflar ile onarımına ilişkin fatura ve belgeler değerlendirilmek suretiyle gerekçeli, denetime ve hüküm vermeye elverişli olarak makine mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen rapordaki tespit ve hesaplamalara göre araç hasarı ve araç mahrumiyet bedelinin belirlenmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.Ne var ki davadaki araç hasarı talebinden davalı sürücü ve davalı sigorta şirketinin müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, araç mahrumiyet talebinden ise davalı sigorta şirketinin sorumluluğu bulunmadığı nazara alındığında mahkemece 8.311,04 TL olarak belirlenen araç hasarı ile 3.150,00 TL olarak belirlenen araç mahrumiyet bedelinin, her bir talep yönünden ayrı ayrı davalıların sorumluluğuna göre hüküm oluşturulması gerekirken infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulmuş olması doğru olmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile hüküm fıkrası düzeltilmek üzere kararın kaldırılmasına, davacının araç hasarına ilişkin talebinin kabulü ile, 8.311,04 TL araç hasarı bedelinin davalı …’den kaza tarihi olan 11/01/2020 tarihinden, davalı sigorta şirketinden temerrüt tarihi olan 04/08/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, araç mahrumiyet bedeline ilişkin talebin kısmen kabulü ile 3.150,00 TL araç mahrumiyet bedelinin davalı …’den kaza tarihi olan 11/01/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili ile davacıya ödenmesine, davacının davalı sigorta şirketi yönünden araç mahrumiyet bedeli talebinin reddine dair 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca istinafa gelenin sıfatı ve kesinleşmiş yönler korunarakyendein esas hakkında hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir…” Ankara BAM, 26. HD., E. 2022/1892 K. 2024/1142 T. 3.10.2024

  • Araç Mahrumiyet Bedeli
  • “…Görülmekte olan dava; trafik kazasından kaynaklanan hasar onarım bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; davanın kısmen kabulü ile 12.945,36-TL hasar onarım bedelinin 25/08/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, araç mahrumiyeti tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, davacı vekili tarafından; ilk derece mahkemesinin kararının; araç mahrumiyet bedelinin reddine karar verilmesi nedeniyle bu yönden usul ve yasaya aykırı olduğu, bilirkişi raporunda belirtilen 17.400,00-TL araç mahrumiyeti bedeline bir itirazlarının olmadığını ve bu bedelin tahsiline karar verilmesi gerekirken, reddine karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek, istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı tarafça, ilk derece mahkemesinin kararının araç mahrumiyet bedeli yönünden istinaf edildiği, icra olunan yargılamada ve istinaf başvuru dilekçesinde 17.400,00-TL araç mahrumiyet bedeline bir itirazlarının bulunmadığı ve bu miktarın tahsiline karar verilmesi talebinde bulunulduğu göz önüne alındığında, davacı vekilinin istinaf başvurusuna konu alacak miktarı 17.400,00-TL dir. 29906 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6773 sayılı kanunun 41.maddesi ile değişik HMK’nın 341/2.madde hükmü uyarınca miktar ve değeri 3.000,00-TL’yi geçmeyen mal varlığına ilişkin davalarda ilk derece mahkemesince verilen karar kesin olup, hüküm tarihi olan 2024 yılı itibariyle kesinlik sınırı 28.250,00-TL’ye çıkartılmıştır. HMK’nın 346/1.maddesi hükmü uyarınca, ilk derece mahkemesi kararının miktarı itibariyle kesin olduğu durumlarda usulden red kararının yerel mahkemesince verilmesi gerekli ise de, temyiz merciine de aynı yetkinin tanındığı 01/06/1990 gün ve 1989/03-1990/04 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı da gözetilmek suretiyle, davacı vekilinin istinaf dilekçesinin ve isteminin; HMK’nın 346/1 ve 352. maddeleri gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kesin ve bu nedenle istinafı kabil kararlardan olmaması nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği, sonuç ve kanaatine varılmıştır.GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca, 1/Karar başlığında bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına yönelik davacı vekilinin istinaf başvurusunun, HMK’nın 346/1 ve 352.madde hükümleri uyarınca usulden reddine, 2/İstinaf karar ve ilam harcının talep halinde davacıya iadesine,3/İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4/Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin kendi üzerilerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde HMK’nın 352. madde hükmü uyarınca yapılan ön inceleme sonucunda ve HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.16/09/2024…” İstanbul BAM, 8. HD., E. 2024/1745 K. 2024/1354 T. 16.9.2024

  • Araç Mahrumiyet Bedeli
  • “…Öncelikle yürürlükteki ZMMS Genel Şartlarının A.6/k maddesi uyarınca araç mahrumiyet bedeli zararı zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi teminatı kapsamı dışındadır. Davalıların araç mahrumiyet bedelinden sigortanın sorumlu olduğuna yönelik itirazlarının reddi gerekir.3-Kusura ilişkin istinaf itirazlarının incelenmesinde; kaza tespit tutanağına, mahkemece alınan kusur raporunda davalı sürücünün yukarıda “1-a” numaralı bentte detaylıca izah edilen trafik kurallarını ihlal etmesi sonucu meydana gelen kazada tam kusurlu, davacıya ait araç sürücüsünün ise kusursuz olduğu belirtilmiş olmakla, kusur raporunun dosya kapsamına, olayın oluşuna uygun olduğu, hükme esas alınmasında isabetsizlik bulunmadığı görülmekle bu yönlere ilişen itirazların reddi gerekir.4-Hasar tutarına ilişen istinaf itirazlarının incelenmesinde ise; dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda, aracın tamir bedeli ve değer kaybı bedelinin belirlenmesinde bir usulsüzlük yoktur. Ancak, araç mahrumiyet bedeline ilişkin olarak, sahip olduğu motorlu araçtan yarar sağlayan kimse, aracını kullanamazsa, o yarardan yoksun kalır. “Araç mahrumiyeti” yoksun kalınan bu yararın parasal karşılığıdır. “Gerçek zarar” ilkesine göre, bu nitelikteki isteklerde, öncelikle hasara uğrayan ve bu nedenle kullanılamayan aracın onarılması, kullanıma hazır hale getirilmesi için lazım gelen makul sürenin belirlenmesi gerekir. Buna göre bilirkişi raporunda aracın tamirde bekleme süresi olan 44 günün mahrumiyet süresi olarak esas alınması gerçek zarar ilkesine aykırı olup, dairemizce dosya içeriğine göre aracın makul onarım süresinin 15 gün olarak kabul edilmesi yönünde kanaat oluşmuş ve günlüğü 65TL’den neticeten 975TL araç mahrumiyet bedeline hükmedilmesi gerektiği görüşüne varılmıştır. Davalıların bu yöne ilişen istinafının kabulü gerekmiştir.5-HMK 353/1-b/2 madde ve bendi uyarınca yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında ve delillerin taktirinde hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde istinaf mahkemesince yeniden esas hakkında karar verilebilir.6-Açıklanan nedenlerle, davalıların istinaf başvurularının kabulüne, kararın kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile, 660TL değer kaybı bedeli, 1.658,86TL parça ve işçilik bedelinin işleyecek yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 975,00TL araç mahrumiyet bedelinin de yasal faiziyle sigorta dışındaki davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi için hükmün yeniden oluşturulması gerekmiş, davacı tarafın talebi doğrultusunda kaza tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerekirken dava tarihi ve ıslah tarihinden faiz işletilmesine karar verilerek hatalı işlem yapılmış ise de, davacı tarafın istinafı bulunmadığından davalılar yararına usuli kazanılmış haklar gözetilerek hüküm kurmak gerekmiştir.HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçeye göre;I-Davalıların istinaf başvurularının kabulüne, kararın kaldırılmasına ve hükmün HMK’nın 353/1-b,2 madde ve bendi uyarınca aşağıda gösterilen şekilde yeniden oluşturulmasına,II-1-Davanın kısmen kabulüne,2- 660,00TL değer kaybı bedelinin davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden, diğer davalılar yönünden kaza tarihinden (25/12/2017) işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,3- 1.658,86TL hasar bedelinin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazla istemin reddine,4- 975,00TL araç mahrumiyet bedelinin 100,00TL’sinin dava tarihinden, bakiyesi 875,00TL’sinin ıslah tarihi olan 07/02/2018 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı K2 ve F2 Mühendislik Danş.Arıtma…Ltd.Şti’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,5-Alınması gereken 225 TL harçtan, 56,20 TL peşin harç, 57,00 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 111,80 TL harcın davalılardan müştereken ve mütesilsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,6-Davacı tarafından yapılan tebligat, peşin harç, başvurma harcı, ıslah harcı, müzekkere, bilirkişi masrafı, posta giderleri olmak üzere toplam 1.677,10TL yargılama giderinin, kabul ve red oranına göre 835,53TL’lik kısmının davalılardan müştereken ve mütesilsilen alınarak davacıya verilmesine, kalanının davacı üzerinde bırakılmasına,7-Davalı F2 Mühendislik şirketi tarafından yargılama sırasında yapılan 50,00TL yargılama giderinin, davanın kısmen kabul kısmen red edilmiş olması nedeniyle, kabul ve red oranına gere hesaplanan 25,09TL’lik kısmının davacıdan alınarak davalı F2 Mühendislik şirketine verilmesine, kalan kısmının davalı üzerinde bırakılmasına,8-AAÜT uyarınca hesaplanan 3.293,86TL vekalet ücretinin davalılardan müştekeren ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,9-Davalılar F1 Sigorta A.Ş. ve F2 Mühendislik Danışmanlık Arıtma Sistemleri ve Kimyasalları Tur. İnş. Gıda Paz. San. Ve Tic. Ltd. Şirketi kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca hesaplanan 3.293,86TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak red sebebi ortak olan davalılara eşit miktarda verilmesine,10-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,III-İstinaf yargılama harç ve giderleri yönünden;1-Peşin ödedikleri istinaf ilam harçlarının istemleri halinde davalılara iadesine,2-Davalı F2 Mühendislik…Şti’nin sarf ettiği 148,68 TL istinaf giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,3-Davalı K2’in sarf ettiği 121,30 TL istinaf giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine4-Kullanılmayan avansların karar kesinleşmesinden sonra ilgililerine iadesine,5-Avans iadesi, tebligat, kesinleştirme ve benzeri işlemlerin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,10/07/2020gününde, oy birliğiyle ve HMK’nın 362/1-a madde ve fıkrası uyarınca kesin olarak karar verildi…” Antalya BAM, 4. HD., E. 2019/1234 K. 2020/793 T. 10.7.2020

 

İçeriğimizi Oylayın!

Benzer Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir